Tapınak Gruplarının rolü son otuz yılda büyük ölçüde artmış olup Tapınak inşasını savunan ve yerleşimcileri Aksa'ya baskın yapmaya ve yeni bir statüko dayatmaya davet eden birçok grubun ortaya çıkmasına sebep olmuştur. Hızla büyüyen bu gruplara ‘'Üçüncü Tapınak Hareketi''[1] adı verilmiştir.
Dini İdeolojiden Gençlik Yapılanmasına Brit Habirionim ve Radikalleşmenin Kökeni
Tapınak gruplarının son yıllardaki yükselişine rağmen radikal fikirlerinin kökleri işgal toplumunda eskiye dayanmaktadır. Bu grupların ilk fikirleri, 1937 yılında Radikal Haham Moşe Tzvi Segal tarafından kurulan Brit Habirionim[2] adlı radikal grupla başlamıştır. Brit Habirinoim, ulusal yenilenmenin Yahudi dini devletinin yeniden kurulmasıyla mümkün olacağını düşünmekte ve bunun için de Tapınağın yeniden inşasının[3] gerekliliğine inanmaktadır. Kudüs'ün doğusunun 1967'de işgal edilmesi bu grupların umudunu canlandırmış ve Tapınağı inşa etme hırslarını yenilemiştir. Bunun yanı sıra radikal muhafazakar hareket Kudüs'ün işgalini Tapınağın inşasının yaklaştığının bir işareti olarak değerlendirmiştir. Ancak İslami Vakıflar'ın Mescid-i Aksa'yı denetlemek üzere geri dönmesi ve işgalin İslami Vakıflar üzerinde doğrudan bir kontrolünün olmaması, taraftarlarının Tapınağı inşa etme hedeflerini geciktirmiş ve İsrail hükümeti artık Yahudi kehanetlerini gerçekleştirecek bir kurtuluş gemisi olma kimliğinden çıkmıştır. Bu sebeple hedeflerine ulaşmak için yeni gruplar ve hareketler kurmuşlardır.
Yerleşimci Faaliyetlerden Tapınak İnşasına
Yerleşimci faaliyetlerin güçlendirilmesi aşırı uçtaki radikal grupları cezbetmek için temel bir alan haline gelmiştir. 1967'de Kudüs'ün tamamen işgal edilmesinin ardından özellikle Kudüs başta olmak üzere işgal altındaki Filistin topraklarında yerleşimci varlığını güçlendirmeye yönelik çalışan birçok radikal grup ortaya çıkmıştır. Bunların en önemlilerinden biri Haham Moşe Levinger[4] tarafından kurulan Guş Eminum adlı harekettir. Bu hareket 1967 sonrası işgal edilen bölgelerde yerleşimci varlığını güçlendirmeye çalışmış ve 1974 yılında resmiyet kazanmıştır. Hareket ‘'İsrail'in Toprağı, İsrail'in halkı, İsrail'in Tevratına Göre'' sloganını benimsemiştir. Amacı, Filistin topraklarında hakimiyet kurmak olsa da birçok üyesi Tapınak inşa etme ve Tevrat Krallığı[5]'nı yeniden kurmayla ilgilenmektedir.
Hareket, 1977 yılına kadar faaliyetlerine devam etmiş olup Likud Partisinin iktidara gelmesiyle büyük bir destek alarak faaliyetlerini hızlandırmıştır. Guş Emunim, işgal hükümeti ve ordunun desteğiyle Batı Şeria'nın geniş alanlarında varlık göstermeyi başarmış; işgal ordusu, Ürdün ordusunun kışlalarını askeri bölgeler veya yerleşim alanlarına dönüştürmüştür. Yerleşimci gruplara verilen ilk bölgelerden biri Guş Eminum hareketi tarafından kurulan Ofra yerleşimi olmuştur. Dönemin İsrail Savunma Bakanı Şimon Peres yerleşim yerinin[6] açılış törenine katılmıştır. Ofra yerleşimine ek olarak Sebestiya yerleşim yeri, Batı Şeria ve Gazze'de[7] yirmi farklı yerleşim yeri inşa edilmiştir.
Bu başarılara rağmen Tapınak fikriyle bağlantılı akım 1984 yılında, işgal polisinin hareket üyelerinin Kubbetu's-Sahra'yı havaya uçurma planlarını ortaya çıkarmasıyla büyük bir kriz yaşamış ve bu üyeler Mescid-i Aksa'nın işgal devleti tarafından ele geçirilmesiyle sonuçlanacak bir ‘'bölgesel savaş'' başlatma girişiminde bulunmuştur. Ancak bazı Guş Emunim üyelerinin tutuklanması, işgalin farklı kademeleri arasında bu hareket hakkında yoğun tartışmalara yol açmıştır. Bu, daha sonra hareket içindeki anlaşmazlıklarla birlikte 1980'lerde, özellikle de hareketin kadrolarının birçoğunun başka yerlere dağılmasıyla sona ermiştir. Veriler bazı yerleşim birimi kurumlarının Guş Eminum fikirlerini benimsediğini göstermektedir. Bu kurumların en önde geleni Batı Şeria ve Gazze'deki yerleşim birimlerini içine alan Beşa Konseyidir. Buna ek olarak işgalin Gazze'den çekilmesinin ardından kurulan Tepe Gençliği hareketi gelmektedir. Ayrıca Tzomet ve Yahudi Evi[8] partileri gibi bazı İsrail partileri, ideolojilerinde hareketin fikirlerini benimsemiştir.
Guş Emunim'in yaşadığı gerileme Tapınağın inşasını isteyen hareketin temellerinde büyük bir değişime yol açmıştır. Taraftarları Mescid-i Aksa'da Yahudi hakimiyeti elde etmek için mescidi yıkmak ve mescidin sembollerini hedef almak için doğrudan eylemi bırakıp şiddetsizlik fikrini benimsemeye başlamıştır. Bunu takip eden süreçte 1984 yılında Tapınak fikirlerini benimsemiş kuruluşlar ortaya çıkmaya başlamıştır. O yıl Haham Yisrael Ariel ‘'Tapınak Enstitüsü''nü kurmuştur. Resmi sayfasında yazılanlara göre enstitü, kısa vadede eğitim yoluyla Tapınağın önemini İsrail halkına yaymak, uzun vadede modern çağda Tapınağı inşa etmek için çalışan, kâr amacı gütmeyen bir eğitim ve din kuruluşu olarak ortaya çıkmıştır.[9]
Mescid-i Aksa'yı Yıkmak ve Tapınak'ın İnşası için Doğrudan Eylemle Kalpleri Hazırlama Stratejisine Geçiş
1993'te Oslo Anlaşmalarının imzalanmasının ardından Tapınak Grupları, kamuoyunu değiştirerek İsrail'in en alt tabakasında yaşayanlar da dahil sosyal değişim bağlamında özellikle de ulusal dini sektörde varlıklarını güçlendirmek ve Tapınak hakkındaki farkındalığı arttırmak için çalışmıştır. Hareketler bu sürece ‘'Tapınak Grupları için kalpleri hazırlamak'' adını vermektedir. 2000 yılından bu yana bu gruplar sağcı siyasi ve dini hareketler içinde kilit bir konum elde etmiş ve işgal makamlarıyla yakın ilişkiler kurmuştur. Bu, özellikle Mescid-i Aksa'ya yönelik saldırılar başta olmak üzere faaliyetlerinin artmasına yol açmıştır. Her birinin farklı hedefleri olmasına rağmen dini, radikal ve ulusal hedeflere ulaşmak için orta noktada buluşmaktadırlar.
Veriler bu organizasyonların 2010 yılından itibaren sosyal medya araçlarının yayılmasından faydalandığını ve hitap ettikleri kitleleri genişleterek işgal altında olan tüm topraklardaki yerleşimcilere ve dışındaki Yahudilere ulaşarak daha fazla dindar Yahudi'yi Tapınak Dağı'na çekmeyi başardıklarını göstermektedir. Bu, hahamlığın bu durumu yasaklayan resmi görüşü çiğnenerek yapılmıştır. O dönemde radikal gruplar Mescid-i Aksa'ya yapılan baskınların sayısını arttırmayı ve yerleşimcileri rehberlik niteliği taşıyan ‘'Aksa'' turlarına katılmaya teşvik etmeyi amaçlamaktaydı. Bununla İsrail siyaseti üzerindeki baskıyı arttırmak ve siyasileri İsrail'in Mescid-i Aksa[10] üzerindeki egemenliğinin genişlemesi için harekete geçirmek amaçlanmıştır.
Sanhedrin'in Tapınak Fikrini Körüklemedeki Yeni Rolü
Yahudiler ve Yahudilik Ansiklopedisine göre Sanhedrin, Yahudilerin yaşadığı bölgelerde önemli siyasi, dini ve ceza davalarını değerlendirmeye yetkili en yüksek yargı organıdır. Eski zamanlarda Yahudiler için en yüksek yargı mercii ve yasaların yorumlanması ve çıkarılmasında son söze sahip bir organdır. Merkezi Kudüs olan konsey 71 üyeden oluşur ve Yahudi kaynaklara göre Tapınakta toplanır.
İşgal devletinde Tapınak gündemlerinin tırmanmasıyla 13 Ekim 2004 tarihinde 71 Yahudi dini lider Yeni Sanhedrin'i kurmuştur. Konseyin bünyesinde eski konseyin ya da siyasi davalardaki yeterliliğinin kalkmasıyla yeni meclis kendini Yahudi Parlamentosu olarak tanımlamıştır. Parlamento, çalışmalarını kutsalların kutsalı olarak adlandırılan yerin konumunun tam olarak belirlenmesine yoğunlaştırmaktadır. Ayrıca Yahudi ibadet ve uygulamalarının Tapınağa geri döndürülmesi, özellikle de kurban olarak hayvanların takdim edilmesi ve takdime uygun hayvanların aranması gibi çalışmalar yürütmektedir. Parlamento geçtiğimiz yıllarda Mescid-i Aksa'nın yakınındaki birçok noktada gerçekleştirilen Tapınak ile ilgili ritüellerin eğitiminin verilmesiyle de ilgilenmiştir.
Bazı araştırmacılara göre Yeni Sanhedrin artık radikal Tapınak Gruplarının haham otoritesi haline gelmiştir. Bu, ‘'Dini Siyonizm'' olarak bilinen bir hareketin bir araya gelmesini temsil ederken aynı zamanda Tapınak Gruplarının görüşlerini desteklemek için yoğun bir şekilde çalışmaktadır. Bu çabalarına örnek olarak hahamların Mescid-i Aksa'ya baskın yapması, işgal liderlerine Tapınağın inşa edilmesi için mesajlar göndermesi ve Yahudi ibadet ritüellerine ait araçlar üretmesi verilebilir. Bunlardan biri de 9 Eylül 2022'de, Yeni Sanhedrin liderlerinden birinin Tevrat'ın buyruklarına uygun şofar[11] yaptıklarını açıklaması olmuştur. Bu durum Roş Haşana'nın[12] başlamasıyla birlikte Aksa'da şofar üfleme girişimlerinin bir hazırlığı olarak görülmektedir.
[1] Radikal Tapınak Grupları Mescid-i Aksa'nın yerine Üçüncü Tapınağı inşa etmeyi amaçlayan dini bir harekettir. Yahudi Hahamlığını yeniden kurmayı ve Yahudi kehanetini gerçekleştirme bağlamında sürgündeki Yahudileri topraklarına geri getirmeyi hedeflemektedir.
[2] Bu bir Yahudi hareketi olup Yair Stern'in öğretileri doğrultusunda çalışmıştır. Gerçek adı Abraham Ştern (23 Aralık 1907-12 Şubat 1942) olan Stern, Filistin'deki İngiliz işgali döneminde Stern Örgütünü kurmuştur. Örgüt kısaca LEHI (İsrail Özgürlük Savaşçıları) olarak da bilinmektedir. Israelnationalnews, 05.02.2013. https://tinyurl.com/4trp4zsu
[3] The World Religions&Spirituality Project (WRSP), Third Temple Mowement. https://tinyurl.com/2j6tkbtn
[4] Moşe Levinger (1935-2015). Eylül 1967'de işgal altındaki Batı Şeria topraklarında ilk yerleşim yeri olan Kfar Ezion'u kurmuş, aynı zamanda Halil'deki yerleşimci faaliyetlerin en önde gelen destekçilerinden biri olmuştur. Times of Israel, 17.05.2015. https://tinyurl.com/58nu722x
[5] Myjewishlearning. https://tinyurl.com/4ebun3pp
[6] El-Arabi el-Cedîd, 28.02.2022. https://tinyurl.com/4snjyejf
[7] E-International Relations, 21.7.2016. https://tinyurl.com/hhenseyy
[8] E-International Relations, Hişam Yakup (Editör), Ayn Ale'l-Aksa
[9] Enstitü'nün web sitesi, https://templeinstitute.org
[10] Myjewishlearning, Hişam Yakup (editör), Ayn Ale'l-Aksa
[11] Yeni İbrani yılını (Roş Haşana) duyurmak ve Yahudi inançlarına göre Tapınağın içinde üflenen şofar, Yahudi egemenliğini empoze etmek ve zafer ilan etmek gibi birçok sembolik anlam taşımaktadır.
[12] 14.09.2022. https://qii.media/items/1794